top of page
heybe afiş-küçük.jpg

Heybesini ÇiÄŸneyen Katır

Mule Chewing its Saddlebag

 

45 mins.         2024

​

The play tells us about the act of women's walking in many diferant layers. Two minds becoming one with the complimentary live music. 

Whatever the road brings from the perspective of these two women, within a pink-patterned carpet, broken-hearted, mournful, ecstatic with joy, shouting and roaring. Let's cry for the trampling of traditional motifs as they scatter from here to there. "Mule Chewing Its Saddlebag" maps out the layers of being on the road; 

Pink patterned carpet becomes a shelter, a backpack, a grave, and sometimes just a pink carpet.

 

IMG_4971.jpg
IMG_4914.jpeg
IMG_5471.jpeg

Project - Director: Dicle DoÄŸan

Creative Performance: Iraz Akçam, Simge Günsan Music Performance: Esmani Kılıç

Poetry, Text: yazig Mahmud Sıfatsız

Visuals: Ege Canpolat

Production: Kadro pa

 

IMG_4438.jpeg
IMG_4443.jpeg
IMG_4440.jpeg
IMG_4441.jpeg

Terk-i Dünyam

Leaving my World

 

15mins.     2023

​

​

27.Istanbul International Theatre Festival

​

Director: Dicle DoÄŸan

Text: yazig Mahmud Sıfatsız

Music: SAVT, Birinci Hane Album (Zeynep AyÅŸe HatipoÄŸlu, Elif Canfeza Gündüz, Merve Salgar)

Performance: Ekin Yılmaz, Kamola Rashidova, yazig Mahmud Sıfatsız, Dicle Doğan

 

​

Video / alphabetic order : Ahmet Sami Özbudak, Aydın Teker, Hilal Polat, Kalben SaÄŸdıç, Melih Kıraç , Mustafa Kaplan, Özgür KavurmacıoÄŸlu, Pervin BaÄŸdat, Salih Usta, Simge Günsan, Zeynep AyÅŸe HatipoÄŸlu

Poster Design: Kübra Teber

 

​

ISTANBUL THEATER FESTIVAL - Mon Amour Istanbul * Project Manager: Ahmet Sami Özbudak * Project Assistant: Kerem Pilavcı * Project Dramaturgy: Münip Melih Korukçu Special Thanks to: Kübra Teber, Galatasaray High School, Ahsen Keyf, Sevil BaÅŸtürk

 

"Terk-i Dünyam" is an Istanbul journey, perhaps a journey from Istanbul. A city that allows me to escape, yet a city where I find nothing the same upon my return. A city where I persistently try to place myself from the soles of my feet to the top of my head, but where I lose things that belong to me...persistently. 

My frequent farewells since 2015, resembles the longing I get to a "Sucuk" (Turkish sausage): Sticky, spicy, and definitely causing indigestion if you have too much of it... But I miss it nonetheless, both the city and the sucuk.

By the way, how would you know Istanbul?

 

büyükanne3.jpg

Büyükannem Bir TaÅŸ

My Grandmother is a Stone

 

45 mins.       2016

​

koreografi ve performans  aslı bostancı senem gökçe oÄŸultekin

ışık tasarım  utku kara

kostüm tasarım  ezgi vural

metin  yazig mahmud sıfatsız

​

​

20. Istanbul International Theatre Festival

​

büyükanne2.jpg
büyükanne1.jpg
 YüreÄŸimden dökülen taÅŸlar,

tozlanan çocuklarımın beden bulduÄŸu...

Harabelerine sarılmış, yürek tutarken nesillerden kalanlara;

ufalanarak dillenen çaÄŸlara can veriyor, taÅŸların seslerine büründüÄŸümüz hikayeler...

 

“Büyükannem Bir TaÅŸ” yeni bir oluÅŸ biçimi olarak güvenmeyi, kendini açmayı öneriyor. Bırakmaya davet ediyor, bu toprakların misafiri olduÄŸumuzu unutmadan…

Bedenin, mütevazı gerçekliÄŸe bakışını, taÅŸ denli sabırla keÅŸfine;

buyurunuz.

 

Aşağıda olduğu gibi, yukarıda kalmaya...

 

Akan zamanla, sertleÅŸen erdemimi gözlüyorum; kayalanan ÅŸefkatime sızan çiçek köklerinden bi-haber. Yarılıp, yol-alan daÄŸlarımı denizlere uÄŸurluyorum.

 

Yoluna ortak arayışında, iki kadın. Ritimle yoÄŸurulmuÅŸ ellerinden, ormanın bağırına evriliyorlar. Saklı-orta, bin dertli gömülü topraÄŸa. Emeli belirsiz, çekiliyorlar taÅŸlara. Çapalı yüklerini sürükleyecek, dostlar topluyorlar. Kayaların öksüzleriyle tanışıklığımız, dilsiz bülbüller misali...biz izliyoruz, onlar yükleniyor. TaÅŸ-kestiÄŸimiz yetmezmiÅŸ gibi.

Sırtlanır, yola ortak ederler dostları. Çekingen gerçeÄŸin, un-ufak fısıltıları taÅŸlar; sırlarıyla oksitlenir.

Zaman aşılır; dostlar yüklenir, geçmiÅŸini kadınların. Bunca dert, nasıl çatlatmaz daÄŸları.Yahut terketmez hayatı.Erdeme vâkıf aÄŸaçlara danışılır:

 

Sözden önce, selam vardı

 

Endamıyla güven dolar, ayaları. Geldikleri topraÄŸa, uÄŸurlarlar taÅŸları. Ananın kalbine sıvışan elleriyle, yuva kazarken iki kadın; derdine ortak arayışında, dostlarım... Ebediyeti bekleten ben miydim...gözden ırak, tarihin teminatı bir kristal...

 

YüceliÄŸe topaklanan kum fırtınalarını sahillere sürerken; gök-taÅŸlarında donmuÅŸ yaÅŸamların rahmiydim. Tekleyen ışıklara takılmış yıldızdan lohusanın, erdemi yeÅŸerten çiçekleriyim. ÇaÄŸlarla dans eden gök-tanrıları ÅŸakıyan ÅŸefkatim; sana söylüyorum... Zamanın neresindeyim? Evren yek-ritim, ezelden beri kıvırtsa da; ben tek-gönül, ecel yolunda...seni yörüngemde tutmaya...

 

Yukarıda olduğu gibi, aşağıda kalmaya...

bottom of page